31 Ekim 2009 Cumartesi
kocaman ağzın var bi balık olamadın
eğer dünde çıkmasaydım dışaro kendimi tokatlıycaktım eğlence olsun diye blog. o kadar skılmıştım ya. alo dedim sevgi dedim hadi bişiler yapalım dedim gülşende evet dedi. buluştuk filan bir takım diyaloglar aklımda yazayım da tam olsun. oturmaya gitmemiştik oraya neticede. haydi elleri görelim eğer bozuk bi liran yoksa bizimle takılamazsın kocaman ağzın var bi balık olamadın la mantar soslu balbazar ou la la hayatımız thruman show oluyor farkındamısınız sonunda pembe bi parlatıcı buldum bu gaz nerden alınıyor abi yanlız ben giderek alkolik oluyorum galiba evet çünkü yolunda gitmiyor bişeyler okula gittiğimde onları dinlenip dinlenip dövücem.. bi sürüde resim çekindik sonra. balık olmaya çalıştık hatta. iyikide öyleydi..
içim üşüdü. buralar çok soğuk
çok özledim bişeyleri, birilerini, biyerleri. dile getirmekten öylesine korkuyorum ki. kndime bile söyleyemiyorum aklımdan geçiceği zaman onlar elime bi kahve omzuma bi hırka alıp balkona çıkıyorum. yoo yo.. hayır. seni duyuyorum bebek. kaçış değil bu. kaçtığım filan yok tamam mı ? sadece erteliyorum . ertelemkten kaçmak değildir. haksız sayılmam.
susamurunadavedagerek
'Belki de sen hakliydin Durulmaz gücün varken Açligin agliyorken Düsünme bir an haydi yak Bir seyler var sende söyle Gitmeden son bir kez dinle Ve simdi yak Yorulmaz hirsinla, cennetin kalbinden çaldigin dünyami
Yok, unutmaz hiç kimse o altin kursunla attigin imzayi Belki de sen hakliydin Durulmaz gücün varken Açligin agliyorken Düsünme bir an haydi yak Yak Yorulmaz hirsinla, cennetin kalbinden çaldigin dünyami Yok, unutmaz hiç kimse o altin kursunla attigin imzayi Ve simdi yak Yoktan sebeplerle, yalanci sözlerle çaldigin dünyami Unutma bak Kan akti bahçemde, çiçek açar bir gün, büyürler nefretle.'
Yok, unutmaz hiç kimse o altin kursunla attigin imzayi Belki de sen hakliydin Durulmaz gücün varken Açligin agliyorken Düsünme bir an haydi yak Yak Yorulmaz hirsinla, cennetin kalbinden çaldigin dünyami Yok, unutmaz hiç kimse o altin kursunla attigin imzayi Ve simdi yak Yoktan sebeplerle, yalanci sözlerle çaldigin dünyami Unutma bak Kan akti bahçemde, çiçek açar bir gün, büyürler nefretle.'
güzel gülen erkekler uzak dursanıza oğlum benden :)
ben geçen haftalardan birinde dünyanın en güzel gülen çocuğu ile aynı masada oturma şerefine eriştim.onun farkına varmam biraz zamanımı aldı.. durumu idrak ettiğimde o ders hiç başlamasın, o masadan kimsecikler kalkmasın, herkes özellikle de o hep gülsün. bana doğru baksın istedim. eriyordum ve fark ettiriyordum ki hiç hoş değildi.. olsundu. umrumda da değildi.. işte idare hukukundan nasıl geçtiğini anlattı bana. kopyayla geçmişti. detaylar önemsizdi aslında ama dünyanın en önemli meselesini dinliyormuşum gibi dinledim onu. sonra hocanın beni anfiden kovuşunu anlattım ona. yine güldü.. yine güldü..
ulan dedim kendi kendime. sadece ulan dedim. içime içime dedim. derin bi iç çektim. güldüm bende.
ulan dedim kendi kendime. sadece ulan dedim. içime içime dedim. derin bi iç çektim. güldüm bende.
15 Ekim 2009 Perşembe
su samuru'm naber ??
çok uzun zamnadır elime almıyorum kağıt kalemi.. yazıcak şeylerim olmadığı gibi paylaşıcak hevesimde yok çnkü toz pembe gördüğüm rüyaları bazen ben kanattım bazen onlar.
kan kırmızısı yerine zamnla simsiyah bi lekeye bıraktı ardından da kendi kendini kazıdı sayfalarımdan. inanmak öte dursun, hayal etmeyi bile unutmuştum, bırakmıştıne yaparsan yam, terk etmiştim ben. her hayal kendisinden tonlarca ağır kırıklarlara gebeydi çnkü..
bir zamnlar herşeyim olanların zamn akıp geçtikçe sahip oldukları anlamlarıda yitirmeleri vede hiçbişeye dönüşmeleri ve bunun getirdiği sancılar dahada güçlü kılıyor beni.her yıkım yeni kaleler için bir sebep. daha sağlam kaleler bana gelen her hüsranın sonucu..surlarımın hepsini öylesine koruyorum ki.. koruduğumu sanıyorum mu demeliyim. her surumu, anahtarım olmasına rağmen bilerek ve isteyerek ben yıkıyorum.
varsayımlara verdiğim her değer, onlara kazandırdığım her kimlik kat kat acıyla döndü bana. dönüyor da hatta.. şimdi ise korkuyorum tutunmaya.yeni heyecanlara sığınmaya. kendim en büyük sebebim bu hususta. ikna edemiyorum knedimi. inandıramıyorum .
............DERKEN BEN..
olmadı işte.. ne kendimle çekişmelerime son verebildim nede içimdeki senin gün geçtikçe büyüyen tarafına. bende değişen bişey yokken sen böyle neye dönüştün?
açtım içimi utana sıkıla. sunmak üzereyim kalbimi. geçmişten kalan bütün o kırıklara rağmen nasılda tutkulu atıyordu ben gördüm. çok uzun zamna sonra ben işittim sesini.. ve daha fazla dayanamadım o sese kulak verdim.. akışına bırakırken kendimi, bakışına kapılmaktan korkmuyorum .
herkesi susturuyorum da bi kendi içimin sesini kısamıyorum hatta kısmıyorum. en kasıntı halinle karşımda durman, yada duramıyo olman gülümsetiyor beni. hoşgeldin diyorum yine gülümsüyorum..
kan kırmızısı yerine zamnla simsiyah bi lekeye bıraktı ardından da kendi kendini kazıdı sayfalarımdan. inanmak öte dursun, hayal etmeyi bile unutmuştum, bırakmıştıne yaparsan yam, terk etmiştim ben. her hayal kendisinden tonlarca ağır kırıklarlara gebeydi çnkü..
bir zamnlar herşeyim olanların zamn akıp geçtikçe sahip oldukları anlamlarıda yitirmeleri vede hiçbişeye dönüşmeleri ve bunun getirdiği sancılar dahada güçlü kılıyor beni.her yıkım yeni kaleler için bir sebep. daha sağlam kaleler bana gelen her hüsranın sonucu..surlarımın hepsini öylesine koruyorum ki.. koruduğumu sanıyorum mu demeliyim. her surumu, anahtarım olmasına rağmen bilerek ve isteyerek ben yıkıyorum.
varsayımlara verdiğim her değer, onlara kazandırdığım her kimlik kat kat acıyla döndü bana. dönüyor da hatta.. şimdi ise korkuyorum tutunmaya.yeni heyecanlara sığınmaya. kendim en büyük sebebim bu hususta. ikna edemiyorum knedimi. inandıramıyorum .
............DERKEN BEN..
olmadı işte.. ne kendimle çekişmelerime son verebildim nede içimdeki senin gün geçtikçe büyüyen tarafına. bende değişen bişey yokken sen böyle neye dönüştün?
açtım içimi utana sıkıla. sunmak üzereyim kalbimi. geçmişten kalan bütün o kırıklara rağmen nasılda tutkulu atıyordu ben gördüm. çok uzun zamna sonra ben işittim sesini.. ve daha fazla dayanamadım o sese kulak verdim.. akışına bırakırken kendimi, bakışına kapılmaktan korkmuyorum .
herkesi susturuyorum da bi kendi içimin sesini kısamıyorum hatta kısmıyorum. en kasıntı halinle karşımda durman, yada duramıyo olman gülümsetiyor beni. hoşgeldin diyorum yine gülümsüyorum..
23 Eylül 2009 Çarşamba
gregory greg. evet. böyle.
merhem olamadık, olamadık işte.
yaralarımızla yaşayamadık. o kadar komik işte sonuçta onları seçmemiz. ikimiz de daha çok seviyorduk belki yaralarımızı, belki de daha bağlıydık, alışmıştık onlara.
sır saklayamayan ben, sırrı olduğunu aklına bile getirmeyen sen. inatçı ben, akışına bırakan sen...
yazabildiklerinden hep daha fazlası insan, havlayan köpek ısırmaz hesabı.
farklı bir yaklaşım boyutu yaşadıklarını yazabilmek, yaşamadığını yazmak mümkünmüş gibi, yaşamayı anlamışız gibi..
kalabalık bir dünya, yüzüme bakıp geçenleri tanımıyorum çoğu zaman.
benzer kıyafetler, benzer vücutlar..
sende
bulduğum...
"yalnızlığı",
ikimizin,
yaşanan?!.
yaralarımızla yaşayamadık. o kadar komik işte sonuçta onları seçmemiz. ikimiz de daha çok seviyorduk belki yaralarımızı, belki de daha bağlıydık, alışmıştık onlara.
sır saklayamayan ben, sırrı olduğunu aklına bile getirmeyen sen. inatçı ben, akışına bırakan sen...
yazabildiklerinden hep daha fazlası insan, havlayan köpek ısırmaz hesabı.
farklı bir yaklaşım boyutu yaşadıklarını yazabilmek, yaşamadığını yazmak mümkünmüş gibi, yaşamayı anlamışız gibi..
kalabalık bir dünya, yüzüme bakıp geçenleri tanımıyorum çoğu zaman.
benzer kıyafetler, benzer vücutlar..
sende
bulduğum...
"yalnızlığı",
ikimizin,
yaşanan?!.
21 Eylül 2009 Pazartesi
çünkü.. uyurgezer düşlerimden senin gibi korkmadım.
gururumun okşanması falan yok .
sadece basitliğine güldüm.
ve de merak ettim acaba acının tadını nasıl buldun
öfkeli diğilim bunu da bil.
sana kızmıyorum sana sadece acıyorum.
pusulanın yönü değişti, ve büyük bi fırtınanın ortasında, azgın suların arasında kaldın.
kendini bu kadar önemsemenin, bencilliğinin bedelini ödüosun. ,üzgünüm ama kendin yaptın beni böyle pahabiçilemez.
avuçlarımın arasından izliyorum yüzünü. her mimiğini.. bu kontrolsüz tavırlarına alışkın değilim ki..
oysa seni ilk tanıdığımda adın kadar büyüleyici olduğunu düşünmüştüm.
isminin anlamını üzerinde taşıyamaman ne kadar da acı.
bu özgürlük, bu sonsuzluk, mavilerin eşsiz büyüsü sana ağır geliyor olmalı
içimi acıttığın günlerin üzerinden çok geçmese de büyüttüm kırıklarımı.
gariptir büyüdükçe beni kanatmak yerine seni silip attılar.
uzun uzun düşündüm.
kendimi, sadece kendimi dinledim ve kndime geldiğimde kulağımı tırmalar olmuştu sesin.
duvarlarımı aşman artık imkansız. bunu iyice anladım.
ben duymam, dinlemem seni bundan sonra.
sahici duyguların peşindeyim..
20 Eylül 2009 Pazar
düğümlediğim tüm ipleri kesme vaktidir.
gecenin köründe çöküyor işte olan bitenin ağırlığı. kat be kat.. nefes alamıyorum . camı açıyorum . tertemiz havayı ciğerimin en köşesine ulaşıcak kadar hızlı ve çokça soluyorum. üşüyorum. iliğime kemiğime kadar üşüyorum ama bunu umursamıyorum . üşümeyi sevmem oysa. ısınmaya çalışmaktan hazzetmem. aklımdan geçenler o kadar fazla ki. zihnimin bana yeni bi oyunu olmalı. o kadar çoklar. ve o kadar alakasızlar ki. zihnim bedenime ağır geliyor.
iyide bu neyin darlığı şimdi ?
daha doğrusu neyin hazımsızlığı?
düşünceler yetmezmiş gibi. kağıda kaleme sarılıyorum . hayır bu gece içimde başka bir hatun var. görüntüsünün altında birikmiş, çokça şey biriktirmiş bi hatun var. sesli düşünmekten bile çekinmiyor o bu gece. tüm silahlarını nasılda kuşanmış. hayırr bebek. ben sesli düşünmektende hoşlanmam. dinlemiyor. kağıdı kalemi de fırlattı. bu emrivaki hali sinirimi bozuyor.
eskiler. adı üzerinde hep orada kalmalılar anladın mı . sen çağırmassan onlar gelmezler.gelemezler. ki zaten gelmesinler.
istenmeyen deyiller de. pek istendikleri de söylenemez hani. ağır geliyor işte yad etmek. etmeye çalışmak bile ağır geliyor anlasana. kanını donduruyor. seni benden uzaklaştırıyor. gülümseyerek tozlu raflarında bırakmalısın artık onları. rahat bırakmalısın. diğer türlüsü yaralıyor hem seni, hem onları..
tamam.. onlarla çok mutlu olduğunu biliyorum. o zamanları nasıl özlediğini de görebiliyorum gözlerinde. ki bilirsin senin derinliğindekiler sadece ben görebilirim bitter.. madem dayanamıyorsun. araladığın kapıdan onları incitmeden, kırıp dökmeden gelmelisin gerisin geri. uça uça gitmeyi bildiğin gibi, ardına bakmadan dönmeyi de becerebilmelisin. yeni başlangıçlara neden bu kadar uzaksın sanıyorsun? sen.. çok kısa sürede nasıl bu kadar hissiyatsızlaştın? anlayasamda cevap verebiliyorum. her hikayende bi öncekilerin izleri var da ondan.. kimsenin hayatından iz bırakmadan çıkmıyorsun. aynı şeyi sana yapmalarına da izin vermekte bi sakınca görmüyosun. olmaz böyle şey. bu duyarsızlığın en çok benim canımı acıtıyor bilmiyorsun. nasılda virane devam ediyorum ve sen bunu görmüyorsun. büyük haksızlık bu yaptığın!
eğer bi gün gidersem senden.. sonra geri dönersem pişmanlıkla. ve bıktırırsan yine ve ben tekrar gidersem, bi daha geri dönmem. ister tehdit olarak algıla, ister ikaz bu sana yazdığım son yazım olur bitter..
iyide bu neyin darlığı şimdi ?
daha doğrusu neyin hazımsızlığı?
düşünceler yetmezmiş gibi. kağıda kaleme sarılıyorum . hayır bu gece içimde başka bir hatun var. görüntüsünün altında birikmiş, çokça şey biriktirmiş bi hatun var. sesli düşünmekten bile çekinmiyor o bu gece. tüm silahlarını nasılda kuşanmış. hayırr bebek. ben sesli düşünmektende hoşlanmam. dinlemiyor. kağıdı kalemi de fırlattı. bu emrivaki hali sinirimi bozuyor.
eskiler. adı üzerinde hep orada kalmalılar anladın mı . sen çağırmassan onlar gelmezler.gelemezler. ki zaten gelmesinler.
istenmeyen deyiller de. pek istendikleri de söylenemez hani. ağır geliyor işte yad etmek. etmeye çalışmak bile ağır geliyor anlasana. kanını donduruyor. seni benden uzaklaştırıyor. gülümseyerek tozlu raflarında bırakmalısın artık onları. rahat bırakmalısın. diğer türlüsü yaralıyor hem seni, hem onları..
tamam.. onlarla çok mutlu olduğunu biliyorum. o zamanları nasıl özlediğini de görebiliyorum gözlerinde. ki bilirsin senin derinliğindekiler sadece ben görebilirim bitter.. madem dayanamıyorsun. araladığın kapıdan onları incitmeden, kırıp dökmeden gelmelisin gerisin geri. uça uça gitmeyi bildiğin gibi, ardına bakmadan dönmeyi de becerebilmelisin. yeni başlangıçlara neden bu kadar uzaksın sanıyorsun? sen.. çok kısa sürede nasıl bu kadar hissiyatsızlaştın? anlayasamda cevap verebiliyorum. her hikayende bi öncekilerin izleri var da ondan.. kimsenin hayatından iz bırakmadan çıkmıyorsun. aynı şeyi sana yapmalarına da izin vermekte bi sakınca görmüyosun. olmaz böyle şey. bu duyarsızlığın en çok benim canımı acıtıyor bilmiyorsun. nasılda virane devam ediyorum ve sen bunu görmüyorsun. büyük haksızlık bu yaptığın!
eğer bi gün gidersem senden.. sonra geri dönersem pişmanlıkla. ve bıktırırsan yine ve ben tekrar gidersem, bi daha geri dönmem. ister tehdit olarak algıla, ister ikaz bu sana yazdığım son yazım olur bitter..
bunlar bana hava civa.
doğru duydun.
'çikolata bitterse güzel' dedi ve en can alıcı haliyle gülümsedi.
ben yemedim.
o düşünemedi.
'çikolata bitterse güzel' dedi ve en can alıcı haliyle gülümsedi.
ben yemedim.
o düşünemedi.
zamanın eli değmesin size.
onlardan öğrendiğim önemli şeylerdendi bu .
" ne yaparsan yap hayatın sana asla sunduklarını küçümseme. "
"onu tüketmek yada kaynağını beslemek senin elinde" demişti. hemde o bana bu söylediğinde ben çok aşıktım. ama çok yani. dip nerdedir, nasıl bi yerdir kısmına gelmiştim. elimden tuttu sonra o. sahil kasabasında, onu gördüğüm yerde, bunu anlayan insnla oturuyoduk. içimi dökmemi istemişti. zaten herşeyin farkındaydım. birde sen anlat. kısa ve atlaya atlaya anlattım ona hislerimi. şimdi o yaşananlar tatlı bi anı, güldürürken düşündüren.. ama o zamnlar zordu. zorluğundan bahsettim. ben dibimi anlattım dibine kadar. o ordan nasıl çıkacağımı fıdıltadı usulca kulağıma. elimden tutmadı. sadece bi ışık tuttu. o rotayı gösterdi ben yola koyuldum.ufakkende hayrandım ona. kahramanımdı. hala da öyle..
öbür meleğim..koruyucu, kalkan, baskın.. kelimeler bazen yetmez değerini anlatmaya bi insanın. bahsederken artar kelimelerin ağırlığı. kat be kat... herkesin bildiğinden, gördüğünden çok farklı bi ilişkimiz var ikisiylede. şükrediyorum aldığım her nefeste yanımda olmalarına. benim olmalarına. şükrediyorum varlıklarına.
" ne yaparsan yap hayatın sana asla sunduklarını küçümseme. "
"onu tüketmek yada kaynağını beslemek senin elinde" demişti. hemde o bana bu söylediğinde ben çok aşıktım. ama çok yani. dip nerdedir, nasıl bi yerdir kısmına gelmiştim. elimden tuttu sonra o. sahil kasabasında, onu gördüğüm yerde, bunu anlayan insnla oturuyoduk. içimi dökmemi istemişti. zaten herşeyin farkındaydım. birde sen anlat. kısa ve atlaya atlaya anlattım ona hislerimi. şimdi o yaşananlar tatlı bi anı, güldürürken düşündüren.. ama o zamnlar zordu. zorluğundan bahsettim. ben dibimi anlattım dibine kadar. o ordan nasıl çıkacağımı fıdıltadı usulca kulağıma. elimden tutmadı. sadece bi ışık tuttu. o rotayı gösterdi ben yola koyuldum.ufakkende hayrandım ona. kahramanımdı. hala da öyle..
öbür meleğim..koruyucu, kalkan, baskın.. kelimeler bazen yetmez değerini anlatmaya bi insanın. bahsederken artar kelimelerin ağırlığı. kat be kat... herkesin bildiğinden, gördüğünden çok farklı bi ilişkimiz var ikisiylede. şükrediyorum aldığım her nefeste yanımda olmalarına. benim olmalarına. şükrediyorum varlıklarına.
17 Eylül 2009 Perşembe
şimdi çıldırmanın tan zamanı.
## burger king in akşamın onunda karnımızı öyle bi doyurması ki, yani o kadar olur. yemek sepeti ne harikulade bişey ya çok minnettarız. =)
## buralar soğuk ya üşüyorum.
## "seni tanımadan önceki adamım artık" diyo yaa. öff !
kalpli ünlem koyuyorum hala ve hala. hayat..
## yaratıcılığımızın doruk noktasindayız şuan da kübrayla. 32 diş sırıtıyoruz ekran karşısında. şimdi çıldırmanın tam zamanı. anılı işlettiğimizde bu kadar çok gülmüştük en son.
## balkonda eksi 5 derece ile oturuyoz. eryoş çok souk ya ve de hala eylül ortasındayız. işte böyle sohbet sırasında kübranın bana 'merak ettim hajı' demesi ve de yüzümdeki şok ifadesi.
## daanı bin yıldır göremio ve de özlemiş olmam.
## ailemize tanı sokmak kavramının ete kemiğe bürünüyor arkadaşlarımın da bunu yavaş yavaş kabul ediyor olması. ohh mis =D
## buralar soğuk ya üşüyorum.
## "seni tanımadan önceki adamım artık" diyo yaa. öff !
kalpli ünlem koyuyorum hala ve hala. hayat..
## yaratıcılığımızın doruk noktasindayız şuan da kübrayla. 32 diş sırıtıyoruz ekran karşısında. şimdi çıldırmanın tam zamanı. anılı işlettiğimizde bu kadar çok gülmüştük en son.
## balkonda eksi 5 derece ile oturuyoz. eryoş çok souk ya ve de hala eylül ortasındayız. işte böyle sohbet sırasında kübranın bana 'merak ettim hajı' demesi ve de yüzümdeki şok ifadesi.
## daanı bin yıldır göremio ve de özlemiş olmam.
## ailemize tanı sokmak kavramının ete kemiğe bürünüyor arkadaşlarımın da bunu yavaş yavaş kabul ediyor olması. ohh mis =D
16 Eylül 2009 Çarşamba
15 Eylül 2009 Salı
yalın ama bize ait =)
kırıp geçmiştik bir çok şeyi bile bile.. isteye isteye..olan biten yeterince sıkmıştı canımızı. uzatmalara gerek yoktu. çünkü değiştirebilecek gücümüz, yenilemek için hevesimiz yoktu. şimdi ikimizde son sözü bulamıyoduk, yolun sonunu gayet net gördüğümüz halde.. iki sevgili olarak girdiğimiz o mekandan, birbirine değer veren iki insan olarak çıkmayı başarabilmiştik hiç değilse.
bana artık inanmadığım bir güneşi doğurabilir misin ?
"Aşk eski bir palavra! Artık burdan geçmeyecek... İnanmak bir yol,Kimse yürümeyecek...
Hayır.. İstemem bir başkasını! Yalnız da ayağa kalkabilirim...
Hayır.. Dokunma! Bir başkasına.. Tutunmadan da ayağa kalkabilirim...
aşkmış hiç olmayan bir Tanrıya inanmak anlamı olmayan kelimelermiş dualarımız. elini kesip bacağındaki acıyı unutabilir misin ? yüzüme yapışmış bu yalanın izlerini hangi makyajla kapatabilirsin?
bana artık inanmadığım bir güneşi doğurabilir misin ?
..
ben kaybettiğin sesim öldürdüğün melek ben o'yum içindeki en büyük kayıp
kalbindeki siyah iz yüzündeki sessizlik sukunetle gömdüğün metanetle başında beklediğin
ben artık; varım yok oluşundan doğan
insan dilindeki.
buradan geçmez bekleme, o yolcu kayıp bir şehirde aşk yandı geriye kalan sadece bu..."
cem adrian'ı pek sevdiğim söylenemez. ama bu şarkıyı dinliorum bu ara sürekli. vede çok içimden geldi bunu yazmak..
Hayır.. İstemem bir başkasını! Yalnız da ayağa kalkabilirim...
Hayır.. Dokunma! Bir başkasına.. Tutunmadan da ayağa kalkabilirim...
aşkmış hiç olmayan bir Tanrıya inanmak anlamı olmayan kelimelermiş dualarımız. elini kesip bacağındaki acıyı unutabilir misin ? yüzüme yapışmış bu yalanın izlerini hangi makyajla kapatabilirsin?
bana artık inanmadığım bir güneşi doğurabilir misin ?
..
ben kaybettiğin sesim öldürdüğün melek ben o'yum içindeki en büyük kayıp
kalbindeki siyah iz yüzündeki sessizlik sukunetle gömdüğün metanetle başında beklediğin
ben artık; varım yok oluşundan doğan
insan dilindeki.
buradan geçmez bekleme, o yolcu kayıp bir şehirde aşk yandı geriye kalan sadece bu..."
cem adrian'ı pek sevdiğim söylenemez. ama bu şarkıyı dinliorum bu ara sürekli. vede çok içimden geldi bunu yazmak..
where has my heart gone ?
gülümsemek kadar kolay olsun istiyorum aşık olmak. buzun üzerinde yürümek kadar dengeye muhtaç, bi bebeğin diş çıkarmasından daha az sancılı. güven kadar olmazsa olmaz, şefkat kadar önemli, gözyaşı kadar bizden, gülücük kadar samimi. anidan bastıran yaz yağmurundan daha uzun, bi vedadan daha az acılı, vefadan daha çok kalıcı, bi labirentten daha az karmaşık, kendimden daha az karışık, en az hoşçakal kadar yakışıklı, içinde bulundurduğu çelişkilerden sıyrılarak nefes almak kadar pahabiçilemez olsun. sen kadar yakınımda ama hislerim kadar mesafeli olsun.
iyi olsun, sağ olsun ama uzak dursun..
13 Eylül 2009 Pazar
şimdi şöyLe..
## off. bu okulun herşei sorun olmak zorunda mı ya? harç yatırması sorun, ders seçmesi sorun ,ders alması sorun. asistanlar sorun. sinir ediolar adamı ha. nerde teknoloji? nerde getirdiği kolaylık ?? soruyorum a dostlar.
## adı üstüne önyargı işte. yeniden biçimlendirmeye çalışmanın, kavram yüklemenin bi anlamı yok.
## başak köklükaya ne güzel bi kadın ya. of çok beğeniyorum. üstelik kıskançlık yok. 30lu yaşlarımda öyle olmak istermiyim, neden olmasın ? bunu bi düşiniyim =)
## tenisi de bıraktım. tüm hobilerimden vazgeçiyorum bir bir. maksadım ne acaba ?
## zachary levi de bizim binaya taşınsın istiyorum. çok sevimli yahu.
## herkesin bi zayıf noktası bi zaafı vardır. iyi de bunun üzerine insanların yaralanacağını bile bile gitmek neden. ne kadar çok amaçsız zat var etrafta ya.
## noktalanmamış cümlelerin, yarım kalan ilişkilerin bi gün bi şekilde tamamlanacağı görüşündeyim.
## yağmur çiselerken yürümeyi çok seviorum. saat şu anda 04.24 çıkıp yürüyesim var deli gibi. yer mi peki? yemiyor anacım.
## insanlar yalan söyledikleri zaman bunu anlayabiliyorum, bu bir yetenek değil sadece zeka gerektiren bişey. bunu artık anlasınlar istiyorum. halbuki doğruyu söyleseler ne onlar böyle rezil olucak, nede ben onları bozmak zorunda kalıcam. diğmi ama ?
## boşluk ve huzur.. bu 2sini birbirine karıştırıo olabilir miyim?
## elimi uzatsam tutabilirdim seni. öyle yakındın. zamana kokun sinmişti. sonra vazgeçtim.
## şuna bak la, izlencek bi tane yerli dizi yok adamakıllı. bu piyasa da olsam utancımdan palyoçoluk yapardım.
## bugün bi kez daha gördük ki umursanmamak can yakar. ve kim demişse ne de güzel söylemiş yapanı unutabilirsin. yapılanı unutma.nokta.
## bazen olmazlar arasında ezilmeye mahkumdur olurlar.
iyi, olsunlar..
## o beni çok güzel sevio. kıskanıyorum. ama ben sevgi pıtırcığı değilim ki.
## sesim güzel olsun isterdim. istiorum, ve sanırım hep istiycem. =)
## belgelenmiş anılara ihtiyacı yok hislerimin. benim kendimi savunmak için kanıtlara ihtiyacım yok senin gibi..kendim için iyi olanı yaptığıma inanıodum. ama kör bi nokta vardı. her zaman iyi yapmak iyi birşey miydi bunu bilmiodum..
biraz nefes almalı galiba..
## adı üstüne önyargı işte. yeniden biçimlendirmeye çalışmanın, kavram yüklemenin bi anlamı yok.
## başak köklükaya ne güzel bi kadın ya. of çok beğeniyorum. üstelik kıskançlık yok. 30lu yaşlarımda öyle olmak istermiyim, neden olmasın ? bunu bi düşiniyim =)
## tenisi de bıraktım. tüm hobilerimden vazgeçiyorum bir bir. maksadım ne acaba ?
## zachary levi de bizim binaya taşınsın istiyorum. çok sevimli yahu.
## herkesin bi zayıf noktası bi zaafı vardır. iyi de bunun üzerine insanların yaralanacağını bile bile gitmek neden. ne kadar çok amaçsız zat var etrafta ya.
## noktalanmamış cümlelerin, yarım kalan ilişkilerin bi gün bi şekilde tamamlanacağı görüşündeyim.
## yağmur çiselerken yürümeyi çok seviorum. saat şu anda 04.24 çıkıp yürüyesim var deli gibi. yer mi peki? yemiyor anacım.
## insanlar yalan söyledikleri zaman bunu anlayabiliyorum, bu bir yetenek değil sadece zeka gerektiren bişey. bunu artık anlasınlar istiyorum. halbuki doğruyu söyleseler ne onlar böyle rezil olucak, nede ben onları bozmak zorunda kalıcam. diğmi ama ?
## boşluk ve huzur.. bu 2sini birbirine karıştırıo olabilir miyim?
## elimi uzatsam tutabilirdim seni. öyle yakındın. zamana kokun sinmişti. sonra vazgeçtim.
## şuna bak la, izlencek bi tane yerli dizi yok adamakıllı. bu piyasa da olsam utancımdan palyoçoluk yapardım.
## bugün bi kez daha gördük ki umursanmamak can yakar. ve kim demişse ne de güzel söylemiş yapanı unutabilirsin. yapılanı unutma.nokta.
## bazen olmazlar arasında ezilmeye mahkumdur olurlar.
iyi, olsunlar..
## o beni çok güzel sevio. kıskanıyorum. ama ben sevgi pıtırcığı değilim ki.
## sesim güzel olsun isterdim. istiorum, ve sanırım hep istiycem. =)
## belgelenmiş anılara ihtiyacı yok hislerimin. benim kendimi savunmak için kanıtlara ihtiyacım yok senin gibi..kendim için iyi olanı yaptığıma inanıodum. ama kör bi nokta vardı. her zaman iyi yapmak iyi birşey miydi bunu bilmiodum..
biraz nefes almalı galiba..
12 Eylül 2009 Cumartesi
...
" kim tutar ki elini bir daha içini kanatan bir rüya olur bu yara
bir masalın sonunda ölüme aşkını anlatan bir kadın olur bu defa. "
bir masalın sonunda ölüme aşkını anlatan bir kadın olur bu defa. "
kendini köşeye sıkıştırmak die buna derim ben.
mevsim yine değişiyor bak. her yerde, her kesin içinde bir fırtınadır kopup gidiyor, öncesindeki her sessizlikte büyük parçalar koparıyor üstelik.. ve yavaş yavaş çöküor şehrin üzerine sonbahar..
oysa hep mevsimsiz bir yerdeyim ben.
garip aslında bulunduğum yerin hissettiğim acı kadar tarifsiz olması..
seni ilk gördüğümde , uzaklığıma hiç bi zaman erişememekten bahsetmiştin bana. ulaşılmaz olduğumdan, duvarlarımın nasıl aşılacağından.. insanları iyi analiz eden ve pek de fazla yanılmayan ben, böyle biri olduğunu o ilk seferde anlasaydım, yine atarmıydı kalbim böyle, bak orasını bilmiyorum..
bilmediğim yada şöyle diyelim o zamanlar önemsemediğim birden çıkıverip her yanı saran yangınların içten içe ilerleyen, sinsice kül edenlerden daha çabuk söndüğüydü. fark ettiğimde,tozdan dumandan, türlü türlü karışıklıklardan kafamı kaldırıp bakabildiğimde, artık tahammülüm olmadığını gördüm ilk, korktum..
bil istiorum. bizim yangınımızı ben kundakladım. ne yaparsan yap aniden parladığı gibi, yağmaya başlayan okkalı bir yağmurla çok çabuk sönebiliyor böylesi alevler. benim alevim sendin, senin yağmurunda yanındaymış. ben göremedim, sen göstermedin. ne hoş değil mi? ahh o alevler,, bitmese de tükenişe yüz tutuyor. durduk yerde kül olmaya da çok yakınken aniden parlayıverior..öylesine bencil, o kadar çocuksun ki ateşle oynadığını görmüyorsun. madem ki sen yağmuru yağdırıyorsun, al işte bir şimşekte ben çaktım o zamn bu gece.
ufacık bir gökgürültüsü duyuldu, istedim ki farkına var, böyle giderse biryerlerde büyük bir fırtına kopar. en olmayacak zamanda düşen bir yıldırım bütün o güzelim şehri yıkar..
ama yetmedi.. bir küçücük şimşek iyi olduğumu söylesemde huzurumu geri getirmedi. sabırsızdım, bir tane daha çaktim.. birden aydınlandı ortalık. belki kıyıda köşede gizli kalmış gölgeler kıpırdandı arada yanılttı. bilmiyorum.. bilmek de istemiyorum , bilemem de.. çarklar hala bir parça yabancı bana.. yinde de saniyelerle ölçülen aydınlıkta koca bir savaş gördüm, sen ve sen.. öylesine bir mücadeleydiki verdiğin, gözünün önündeki diğer kavgayı göremedin, benimle ben.. kendime yenilmek pahasına elimdeki silahları bıraktım, savaşına katıldım . ikinizi de kurtarmaya çalıştım , yangınımıza bir odun daha attım..kendimi o çemberin içinde bıraktım..
11 Eylül 2009 Cuma
öylesine 2
--babayla maç izlemek ne zevkli bişey. küçükkken de babama hayranmışım ben. şimdi büyüdüm ve değişmeyen gerçeklerimden oldu bu. annemle babam aynı anda içeri girdiklerinde annemi bir kenara itip "yyeejaat yeede ?" die sorarmışım. anneme de yazık lan ama. ne fena evlatmışım.
--gülşahla msnde uzun uzuuuun konuştuk geçen gün. vede çok radikal kararlar aldık bu seneye dair. umut vaad ediyoruz biz o kadar söylüyorum :) çok güzel şeyler dilioruz. gerçekçi ve yalın şeyler istioruz. huzuru, dostluğu.. çalışma şevklini (!) içinde ana başlıklar olarak içinde barındıran tatlı isteklerimiz var. kilit cümle, "kendi değerimizin farkına varabilmek gerek biraz galiba" oldu. gerçek olsun, kabul olsun tamam mı, çok istiyoruz. :)
--uçurtma uçurmak istiorum ben. özgürlüğün bi diğer simgesi uçurtma sanki.. havalar daha da bozmadan yapıcam bunu, evet.
--uyumuyorum ,uyanamıyorum. gecem gündüzüm duman oldu. vücudumun dengesi yerle yeksan. dengesizliğimin hediyesi gözaltı torbalarım var. oha. şaka mıyım neyim anlamadım ki ya.
--insan hayal ettikçe güçlenir diolar, bende hayal etmenin beni daha fazla kırgınlaştırdığını anlıyorum. yok lan, kurmuorum hayal falan. yeni kırıklıklar istemiorum yaşamımda. hiç gerek yok.
--8 aylık bi kuzenim var. nehirr ismi, tam bir şebek yaa..alışkanlık yaptı bünyemde resmen, görmeden duramıorum, ağzını burnunu çatur çutur yiyesim gelio. ismimi söylemeyi öğrettim ona henüz konuşamasa da. öejje dio artık . var mı anlayan ? :)
--an itibariyle onunla iyi geçinmeye karar verdim. endişeye lüzum yok; aklımı kaçırmış değilim. bu bir taktik. eheheue .
--secret die bişey var, çağırıosun, geliolar. valla bak.
--şu an yanda parti var.off nası eğleniolardır. komşuculuk öldü mü ya. ayıp ayıp insan bi çağırır ama. demi !!
--sorumsuz ebeveynlerin küçük veletlerini şuursuzca saldıkları kristal mağazasındaki afacan çocuk gibisin. anla bunu. ellerini iki yana açıp koşarken, yüzünde o aptal gülümseme ile şarkılar söylerken yanından geçtiğin her raftaki özenle işlenmiş kristalleri, paha biçilemez pırlantaları ezip geçiorsun.yazık ama evladım,, yapma.
--fark ettim ki çok uzun zamandır çook uzağım aşk'a.. aramızdaki mesafe kapansın istiyorum artık. ciddiyim.
-- worLd is mine. ok ?
--denize karşı bi yer, bana lazım olan bi hamak, birazda kahve. bu kadar.
--dedemle telefonda konuştuk bugn, gelemedim bi kaç haftadr şekerim özledim seni dedim, ulan çok romantiksin ha dedi bana. çok güldüm ya. ne manyak aileyiz.
--an gelir, yüksektekinden değil de alçaktakinden fena tırsar insan..
--yeni tanıştığım insanların muhabbet kurmak için, sen o benini çiziyomusun die sormalarından nefret ediyorum. biri ikiside değil. bu soruyu soran yurdum insanının sayısı çok fazla ya. niye çizeyim ki, çatlak mısınız oğlum siz?
--masallarla uyuyup, gerçek hayata uyanmayı bilmek gerek ama bazen.
--okulaçılsınartıkçoksıkıldım.okulaçılsınartıkçoksıkıldım.okulaçılsınartıkçoksıkıldım. vize final filan hiç şikayet etmiycem. söz. okulaçılsınartıkçoksıkıldım!!!!!!!!
--düşündüm de tüm savaşlarda en sakini ben oynuyorum ve sadece kendimi kanatıyorum bile bile. bi daha bunu yapmıycam tamam mı blog, hatırlat bana.
--masamın üzerini her gün dağıtıyorum, ki hiç hazzetmem dağınık çalışma masasından.neden yapıyom ki bunu ?
--gülşahla msnde uzun uzuuuun konuştuk geçen gün. vede çok radikal kararlar aldık bu seneye dair. umut vaad ediyoruz biz o kadar söylüyorum :) çok güzel şeyler dilioruz. gerçekçi ve yalın şeyler istioruz. huzuru, dostluğu.. çalışma şevklini (!) içinde ana başlıklar olarak içinde barındıran tatlı isteklerimiz var. kilit cümle, "kendi değerimizin farkına varabilmek gerek biraz galiba" oldu. gerçek olsun, kabul olsun tamam mı, çok istiyoruz. :)
--uçurtma uçurmak istiorum ben. özgürlüğün bi diğer simgesi uçurtma sanki.. havalar daha da bozmadan yapıcam bunu, evet.
--uyumuyorum ,uyanamıyorum. gecem gündüzüm duman oldu. vücudumun dengesi yerle yeksan. dengesizliğimin hediyesi gözaltı torbalarım var. oha. şaka mıyım neyim anlamadım ki ya.
--insan hayal ettikçe güçlenir diolar, bende hayal etmenin beni daha fazla kırgınlaştırdığını anlıyorum. yok lan, kurmuorum hayal falan. yeni kırıklıklar istemiorum yaşamımda. hiç gerek yok.
--8 aylık bi kuzenim var. nehirr ismi, tam bir şebek yaa..alışkanlık yaptı bünyemde resmen, görmeden duramıorum, ağzını burnunu çatur çutur yiyesim gelio. ismimi söylemeyi öğrettim ona henüz konuşamasa da. öejje dio artık . var mı anlayan ? :)
--an itibariyle onunla iyi geçinmeye karar verdim. endişeye lüzum yok; aklımı kaçırmış değilim. bu bir taktik. eheheue .
--secret die bişey var, çağırıosun, geliolar. valla bak.
--şu an yanda parti var.off nası eğleniolardır. komşuculuk öldü mü ya. ayıp ayıp insan bi çağırır ama. demi !!
--sorumsuz ebeveynlerin küçük veletlerini şuursuzca saldıkları kristal mağazasındaki afacan çocuk gibisin. anla bunu. ellerini iki yana açıp koşarken, yüzünde o aptal gülümseme ile şarkılar söylerken yanından geçtiğin her raftaki özenle işlenmiş kristalleri, paha biçilemez pırlantaları ezip geçiorsun.yazık ama evladım,, yapma.
--fark ettim ki çok uzun zamandır çook uzağım aşk'a.. aramızdaki mesafe kapansın istiyorum artık. ciddiyim.
-- worLd is mine. ok ?
--denize karşı bi yer, bana lazım olan bi hamak, birazda kahve. bu kadar.
--dedemle telefonda konuştuk bugn, gelemedim bi kaç haftadr şekerim özledim seni dedim, ulan çok romantiksin ha dedi bana. çok güldüm ya. ne manyak aileyiz.
--an gelir, yüksektekinden değil de alçaktakinden fena tırsar insan..
--yeni tanıştığım insanların muhabbet kurmak için, sen o benini çiziyomusun die sormalarından nefret ediyorum. biri ikiside değil. bu soruyu soran yurdum insanının sayısı çok fazla ya. niye çizeyim ki, çatlak mısınız oğlum siz?
--masallarla uyuyup, gerçek hayata uyanmayı bilmek gerek ama bazen.
--okulaçılsınartıkçoksıkıldım.okulaçılsınartıkçoksıkıldım.okulaçılsınartıkçoksıkıldım. vize final filan hiç şikayet etmiycem. söz. okulaçılsınartıkçoksıkıldım!!!!!!!!
--düşündüm de tüm savaşlarda en sakini ben oynuyorum ve sadece kendimi kanatıyorum bile bile. bi daha bunu yapmıycam tamam mı blog, hatırlat bana.
--masamın üzerini her gün dağıtıyorum, ki hiç hazzetmem dağınık çalışma masasından.neden yapıyom ki bunu ?
yok yere, hiç kere.
el eleler ama. mutlu insanlar var dedi eküri.
haklısın,, ama eleleler, mutlular ve de sadık değiller! dedim.
melankoliye bağlama bitter. offfff. dedi
o hala tozpembe bakabilior ne hoş.
anlatamadım ki ben melankolik değildim sadece realisttim.
istediklerimizi, hayallerimizi başkaları da istio. yollarını bekliolar. hayatın vazgeçilmez bir kuralı bu. onlara bi seçme hakkı tanıyoruz. başka bi şıkkı seçiolar. vede seçtiklerini sahiplenmeden üstelik.. bunu kabul etmek gerek. hepsi bu.
haklısın,, ama eleleler, mutlular ve de sadık değiller! dedim.
melankoliye bağlama bitter. offfff. dedi
o hala tozpembe bakabilior ne hoş.
anlatamadım ki ben melankolik değildim sadece realisttim.
istediklerimizi, hayallerimizi başkaları da istio. yollarını bekliolar. hayatın vazgeçilmez bir kuralı bu. onlara bi seçme hakkı tanıyoruz. başka bi şıkkı seçiolar. vede seçtiklerini sahiplenmeden üstelik.. bunu kabul etmek gerek. hepsi bu.
şşii.. sessizlik zamanı..
bi yerlerde su seviyesi giderek yükseliyor. sabrımın sınırıyla ters istikamette, susuşlarımla doğru orantılı bi şekilde..
9 Eylül 2009 Çarşamba
bu sabahların bir anlamı olmalı ?!?
belki sorun burdadır die sevdiğim tüm şarkılar var..
esneme var..
hatta 1 saat önce masada sızmışlık var..
baş ağrısı var..
devamlı yatakta sağa sola dönüş var..
en üst limit güneşin ilk ışıkları var..
yetmezmiş gibi perdelerin odanın aydınlanmasını engelleyememesi var..
ama uyku yok.
neler oluyor doktor ???
esneme var..
hatta 1 saat önce masada sızmışlık var..
baş ağrısı var..
devamlı yatakta sağa sola dönüş var..
en üst limit güneşin ilk ışıkları var..
yetmezmiş gibi perdelerin odanın aydınlanmasını engelleyememesi var..
ama uyku yok.
neler oluyor doktor ???
"kaptanın seyir defteri" bir de bunu görmeli.
"yok benmki kosulsuz bi his sartsız güveniorm sana..elimi bırakana kdr bole gidr bu ama sen sıkılr bırakırsn elimi........eywallah derm usulca uzaklasırm....yaparm bilirsn.... hic ses etmedn usulca kaybolrm karanlkta....
cekilirm kabuguma.... kırmam bidaha ne kabugumu ne de sonu olmayan hayaller sahnemi.... "dedi.
bende oha dedim. bunu ne ara yazdın? :/
"ole gelisine salladm iste
aslında nasıl yormladıgına baglı yazı. " dedi.
hadi ya. o zamn bana da yaz bi tane dedim..
-"sana yazdm ztn bunu en basta elimi bırakma mevzuundan al ole oku bi daha.
ee bi daha okuyp bisi anladn mı
?? " dedi
sessizliği böldüm. "tabi =)" dedim.
"ii o zmn simdlk bunu yazdm warsay. " dedi.
sustum ve varsaydım.. bana bu yazıyı yazması demek, sana sitem ediyorum ama söylemiyorum demektii. kendisini ifade ediş şekliydi. biliyordum.
varsaydım..
bi an hayatımda hiç olmadığını seni hiç tanımadığımı varsaydım . içim sızladı. hemen değiştirdim sahnei.
vardın sen .. hep vardın..
herkes çok güçlü bildi bu bitter'i. oysa ki, sen tek zırhı olan mantığı onu bırakıp koşar adım uzaklaştığında, en çaresiz anlarında yanındaydın, yıllığıma da yazmıştın , gözlerimi sildiin günü anımsıodun.. veda etmeden, dönüp arkanı son bi kez bakmadan gidemiodun.. öyle yazıo işde. okuorum .
vede şimdi kopukluktan bahsediosun ..
yok öyle bi şey.
hiç olmadı .
birazcık görüşememek koparmaz bizi.
seni üzebilir belki , ama dağıtmaz..
kaptanım"sın sen benim.. en güvendiğim limanlardan birinin koruyucususun..
ne kadar uzak olursak olalım en yakınımda durucak olansın.
bunun böyle olduğunu burda okuycaksın ve de bi daha hiç söylemiycem sana şımarma die. çok çabuk şımarıosun çünkü , bunu sevmiyorum =)
ben söylemio olucam ama sen hep hissediceksin.
kaptan, biliomusun biri var dediğimde hımm bi tanışalım,konuşalım bakalım diceksin . tanıycaksın ve yorumunu yapıcaksın, büyük bi ihtimalde tahminlerini tutturucaksın.
bitter, biliomusun biri var dediğinde . hadi ya kimmiş o çıksın da bi görelim dicem yine. tanıycam, kritik yapıcaz ve yine tutturucam tahminlerimi..
böle böle geçip gidicek zamn..
farklı zamnlarda, farklı yerlerde, farklı insanlarla olucaz.. ama birbirimize verdiğimiz değer eksilmedikçe değişmiycek hiçbişey.
bu ettiğin sitemleri hiç bi zamn kabul etmiyorum ben, etmiycem de..
cadılığımla bastırıcam seni kaptan..cadılığımlaa. laa laa laa .... :))
cekilirm kabuguma.... kırmam bidaha ne kabugumu ne de sonu olmayan hayaller sahnemi.... "dedi.
bende oha dedim. bunu ne ara yazdın? :/
"ole gelisine salladm iste
aslında nasıl yormladıgına baglı yazı. " dedi.
hadi ya. o zamn bana da yaz bi tane dedim..
-"sana yazdm ztn bunu en basta elimi bırakma mevzuundan al ole oku bi daha.
ee bi daha okuyp bisi anladn mı
?? " dedi
sessizliği böldüm. "tabi =)" dedim.
"ii o zmn simdlk bunu yazdm warsay. " dedi.
sustum ve varsaydım.. bana bu yazıyı yazması demek, sana sitem ediyorum ama söylemiyorum demektii. kendisini ifade ediş şekliydi. biliyordum.
varsaydım..
bi an hayatımda hiç olmadığını seni hiç tanımadığımı varsaydım . içim sızladı. hemen değiştirdim sahnei.
vardın sen .. hep vardın..
herkes çok güçlü bildi bu bitter'i. oysa ki, sen tek zırhı olan mantığı onu bırakıp koşar adım uzaklaştığında, en çaresiz anlarında yanındaydın, yıllığıma da yazmıştın , gözlerimi sildiin günü anımsıodun.. veda etmeden, dönüp arkanı son bi kez bakmadan gidemiodun.. öyle yazıo işde. okuorum .
vede şimdi kopukluktan bahsediosun ..
yok öyle bi şey.
hiç olmadı .
birazcık görüşememek koparmaz bizi.
seni üzebilir belki , ama dağıtmaz..
kaptanım"sın sen benim.. en güvendiğim limanlardan birinin koruyucususun..
ne kadar uzak olursak olalım en yakınımda durucak olansın.
bunun böyle olduğunu burda okuycaksın ve de bi daha hiç söylemiycem sana şımarma die. çok çabuk şımarıosun çünkü , bunu sevmiyorum =)
ben söylemio olucam ama sen hep hissediceksin.
kaptan, biliomusun biri var dediğimde hımm bi tanışalım,konuşalım bakalım diceksin . tanıycaksın ve yorumunu yapıcaksın, büyük bi ihtimalde tahminlerini tutturucaksın.
bitter, biliomusun biri var dediğinde . hadi ya kimmiş o çıksın da bi görelim dicem yine. tanıycam, kritik yapıcaz ve yine tutturucam tahminlerimi..
böle böle geçip gidicek zamn..
farklı zamnlarda, farklı yerlerde, farklı insanlarla olucaz.. ama birbirimize verdiğimiz değer eksilmedikçe değişmiycek hiçbişey.
bu ettiğin sitemleri hiç bi zamn kabul etmiyorum ben, etmiycem de..
cadılığımla bastırıcam seni kaptan..cadılığımlaa. laa laa laa .... :))
dikkat!! öfke var.
okul bitince ekonomisi olmayan bi ülkede ekonomist olcam ya hani. ben bilmiyorum da öle diola (!) işte sokaklarda çicek satıp, alın verin ekonomiye can verin diyip, insanlara basit yollardan bişeyleri anlatmaya, açıklamaya çalışırken üç kuruşluk insanların diline düşmek istemiyorum ben. bu yüzden de şarkı söyleyip albüm yapmaya karar verdim ilkin. sonra düşündüm. başta hayallerimin insanı olmak üzere, bu işi layığıyla yapanlar, yerden göğe hakkını vererek yapan insanlar da var. işte bu yüzden her ne kadar üç kuruşluklar kadar basit olamıycak olsamda, köşe yazarı olmaya karar verdim. aynı gazete de çalışıp, aralarında 3 sayfa bulunmasına rağmen, birbirlerine sataşıp rant sağlayan, tek işleri orda burda gezip asalakça yaşamak olan, düşünmeden konuşup, konuştukları gibi yazan insan topluluğu.. ağır olucak belki ama yaptıkları it dalaşından başka bişey değil. birbirlerine köşelerinden ağır şekilde atıp tutup, öğle yemeğini birlikte yiyip, dün tükürdüklerini bugün yalamaya meyilli, herkesi salak yerine koyduğu sanan insanlar bunlar. tanıyoruz, biliyoruz. ne acı ki.. bu yapılanla ilgili okuduğum yorumlara dayanarak yazıyorum bu yazıyı da. çok sinir ettiler bni.
(hamiş: çoğunluk kısmını tenzih ediyoruz tabi ki evladım.. işini doğru düzgün yapanlar yok değil onlara saygımız, hürmetimiz sonsuz.)
evet, bu yazıyı yazıp, yayınlayıp, öfkemi burda kusarak aralarına başarılı bi geçiş yaptığımı sanıyorum. ama tarzlar uymadı, frekanslar tutmadı.
ne yapmalı ??
en iyisi sabah gidip bi ekonomi dergisi almalı..
hatta onu iyice yalayıp yutmalı..
(hamiş: çoğunluk kısmını tenzih ediyoruz tabi ki evladım.. işini doğru düzgün yapanlar yok değil onlara saygımız, hürmetimiz sonsuz.)
evet, bu yazıyı yazıp, yayınlayıp, öfkemi burda kusarak aralarına başarılı bi geçiş yaptığımı sanıyorum. ama tarzlar uymadı, frekanslar tutmadı.
ne yapmalı ??
en iyisi sabah gidip bi ekonomi dergisi almalı..
hatta onu iyice yalayıp yutmalı..
8 Eylül 2009 Salı
eyLüL geLdiyse ben giderim o zaman
**sonbahar gelio çaktırmadan. tam bi yaz çocuğuyum ben. pek soğuğu sevmem ama bu sene özledim. kazaklar giymeyi, yağmurda ıslanmayı, otobüs beklerken donmayı özledim. insanoğlu ne garip şey yarab.
**konsere gitmeli. en kısa sürede.
**saçma sapan şeyler görüyorum rüyalarımda. ki ben rüya görmem, daha doğrusu hatırlamam.. bi kaç gndür ipin ucunun iyice kaçtığını fark ettim yahu. işte spıder man yan komşumuzmuş. efendime söyleyeyim enrıque beni okuldan almaya geliyor daha neler neler.
biri bilinç altımla konuşabilir mi acaba? bence artık kendine gelmeli.
** fotoğraf çektirmek istiyorum.
deli gibi.
böyle model gibi değil de. hani profesyonelce. yapıyolar ya, yaaa..
off. ego tatminine ihtiyaç var arkadaş. nolcak ?
**yan komşumuzun oğlu neden ilk aşkıma benziyo? neden ? neden ? neden ? hea ?
**dün gece günlerdir çalmayan telefonum çaldı. saat 3 civarı. bi şok etkisi yarattığı doğrudur, evet. beklentilerin, iyi nietin arayan kişi için artık rafa kalktığı da bi gerçektir. oysa bencilliğinden sıyrılabilseydi daha farklı olabilirdi herşey.yazık.
**karşılıklı sorulara karşılıksız gömülmeye ne gerek var ? bi gerek yok bence.
**kendini bi halt sanan insanlar.. halt bile olamadıklarını gördüklerinde ne yapıorlardır dersiniz? bok gibi bi his olmalı..
** araba kullanmayı unuttum. hatırlamam fazla zaman almaz sanmıorum .zira trafiğin bana ihyacı olduğunu da düşünmüorum. bi kaç ay daha bensiz idare edebilcek gibi.. ama yan komşunun oğlu, neden devamlı tek eliyle çevirio direksiyonu. bende yapmak istiyorum onu.puff. kılım bu çocua ha.
**tan'La evlencem ya. esmer olduğu ve çok güzel güldüğü için.gerçek bak.
**anılara sonuna kadar sadığım. ama insanlara gelince konu, değişebiliyor işte tavrım..
**şöyle hava biraz sousun istiodum ama kış geldi lan. sis çöktü, şimşek gökgürültüsü filan. balkona çıkınca saçlar uçuşuyor,akşamları hırkasız oturulamıor artık orda.ne gerek var ki ?
**sesimin güzel olmasını çok isterdim. canım her istediğinde ulu orta şarkı söyleyebilmeyi falan.. bence bu çok büyük bi lütuf. bi kaç kere denedim okulda bunu. amfi'nin boşaldığını sezince sustum.. olsun ama bunlarda eğlenceli anılarımdandır. :)
**konsere gitmeli. en kısa sürede.
**saçma sapan şeyler görüyorum rüyalarımda. ki ben rüya görmem, daha doğrusu hatırlamam.. bi kaç gndür ipin ucunun iyice kaçtığını fark ettim yahu. işte spıder man yan komşumuzmuş. efendime söyleyeyim enrıque beni okuldan almaya geliyor daha neler neler.
biri bilinç altımla konuşabilir mi acaba? bence artık kendine gelmeli.
** fotoğraf çektirmek istiyorum.
deli gibi.
böyle model gibi değil de. hani profesyonelce. yapıyolar ya, yaaa..
off. ego tatminine ihtiyaç var arkadaş. nolcak ?
**yan komşumuzun oğlu neden ilk aşkıma benziyo? neden ? neden ? neden ? hea ?
**dün gece günlerdir çalmayan telefonum çaldı. saat 3 civarı. bi şok etkisi yarattığı doğrudur, evet. beklentilerin, iyi nietin arayan kişi için artık rafa kalktığı da bi gerçektir. oysa bencilliğinden sıyrılabilseydi daha farklı olabilirdi herşey.yazık.
**karşılıklı sorulara karşılıksız gömülmeye ne gerek var ? bi gerek yok bence.
**kendini bi halt sanan insanlar.. halt bile olamadıklarını gördüklerinde ne yapıorlardır dersiniz? bok gibi bi his olmalı..
** araba kullanmayı unuttum. hatırlamam fazla zaman almaz sanmıorum .zira trafiğin bana ihyacı olduğunu da düşünmüorum. bi kaç ay daha bensiz idare edebilcek gibi.. ama yan komşunun oğlu, neden devamlı tek eliyle çevirio direksiyonu. bende yapmak istiyorum onu.puff. kılım bu çocua ha.
**tan'La evlencem ya. esmer olduğu ve çok güzel güldüğü için.gerçek bak.
**anılara sonuna kadar sadığım. ama insanlara gelince konu, değişebiliyor işte tavrım..
**şöyle hava biraz sousun istiodum ama kış geldi lan. sis çöktü, şimşek gökgürültüsü filan. balkona çıkınca saçlar uçuşuyor,akşamları hırkasız oturulamıor artık orda.ne gerek var ki ?
**sesimin güzel olmasını çok isterdim. canım her istediğinde ulu orta şarkı söyleyebilmeyi falan.. bence bu çok büyük bi lütuf. bi kaç kere denedim okulda bunu. amfi'nin boşaldığını sezince sustum.. olsun ama bunlarda eğlenceli anılarımdandır. :)
.. mavili mavili mor çiçek.
bi pzt var elimde bi de çrş. sonrasında koskocaman bi boşluk yine. yaz okuluna kalmamama rağmen zırt pırt okulda buluyodum kendimi.
ve işte oda bitti.
şimdi upuzuun bi ara, neye ara? neden ara? ne ara ?
nefret ediyorum artık bu sorulardan..
çok yakınımdaydın oysa. şimdi ise bu uzaklığından nefret ediyorum...
düşünmekten de..
bakışlarınla çakışmaktan yoruldum.. hıh. seni gömüyorum işte o şahane özgüvenimle.
bi hamlede giriyosun ama hayatıma yine tüm şımarıklığınla.dayanamıyorum buna. ben var ya ben seni bu kızgınlıkla 1000 parçaya böler, sabaha kadar bu puzzle'la uğraşır. sonra sabah kalkar okula gider, yanına gelir, sonra seni yine bölerim. sonra parçalarına hiç dönüp bakmadan sakin sakin giderim..
deliyim, gözüm kara, Roma'dan çaktım, kendimi yaktım.. yaparım bilirsin..
demişim "17.08.09 " da sabaha karşı.
( iyi de etmişim. bir veda yazısı olmuş. ohh elime sağlık :) )
ve işte oda bitti.
şimdi upuzuun bi ara, neye ara? neden ara? ne ara ?
nefret ediyorum artık bu sorulardan..
çok yakınımdaydın oysa. şimdi ise bu uzaklığından nefret ediyorum...
düşünmekten de..
bakışlarınla çakışmaktan yoruldum.. hıh. seni gömüyorum işte o şahane özgüvenimle.
bi hamlede giriyosun ama hayatıma yine tüm şımarıklığınla.dayanamıyorum buna. ben var ya ben seni bu kızgınlıkla 1000 parçaya böler, sabaha kadar bu puzzle'la uğraşır. sonra sabah kalkar okula gider, yanına gelir, sonra seni yine bölerim. sonra parçalarına hiç dönüp bakmadan sakin sakin giderim..
deliyim, gözüm kara, Roma'dan çaktım, kendimi yaktım.. yaparım bilirsin..
demişim "17.08.09 " da sabaha karşı.
( iyi de etmişim. bir veda yazısı olmuş. ohh elime sağlık :) )
7 Eylül 2009 Pazartesi
yansımama attığım son çizik.
.....hoşbuLdum bLog o fasLı geçiyorum.. :)
ya çok ihtiyacım vardı buna. valla bak. kid kanıma girdi bu noktada. bakalım hayırlısı :)
bir iç hesaplaşma olabilir bu. özlenen şeylere sitem de olabilir. yada en basitinden bişeyleri özlemeyi özlemekte olabilir.. diğmi?
neden olmasın ??
kan kırmızısı bi kadehte boulma hevesi...
okyanuslar aşıp bir kaşık suda boulmaya yüz tutma mevzusu, bunun getirdiği kırıklık..
çırpınıp karaya eskisinden de derin nefes alarak çıkma hayali..(bi umut)
bi adım mesafede herşey.. aşka bi adım. nefrete bi adım. en yakınların dizlerinde uyumaya bi adım .arkadan vurulmaya bi adım ...
kaç ucu kaç yerden foseptik, nasıl kördüğüm olmuş, varın siz tamamlayın..
daha önce kelimelere hiç bu kadar uzak olmamıştım. bi adımdan baya bi fazla mesafe var şu sıralar onlarla aramda.. şu sanie sordum da bi bana, ulan kendine ne derecede yakınsın ki kelimelere hüküm giydirebilesin..
cevabımı veremedim..
sustum .. ki kendime yapacağım en son şeydir susmak..
bi bardak su , bi derin nefes , şarkının değişmesi..
ve işte zamanı yedim, sonsuzluğu içime hapsettim.
bu ben değiLim.. ben bu değilim... bu boşluktan korkuyorum . hissizliğimden üşüyorum.. bunu çaktırmamak için de aynaya her bakışımda bi çizik daha atıyorum gördüğüm ilk yansımaya.
biri daha gitti işte..
az kaldı hepsini yok etmem an meselesi..
bekle ve gör.
ya çok ihtiyacım vardı buna. valla bak. kid kanıma girdi bu noktada. bakalım hayırlısı :)
bir iç hesaplaşma olabilir bu. özlenen şeylere sitem de olabilir. yada en basitinden bişeyleri özlemeyi özlemekte olabilir.. diğmi?
neden olmasın ??
kan kırmızısı bi kadehte boulma hevesi...
okyanuslar aşıp bir kaşık suda boulmaya yüz tutma mevzusu, bunun getirdiği kırıklık..
çırpınıp karaya eskisinden de derin nefes alarak çıkma hayali..(bi umut)
bi adım mesafede herşey.. aşka bi adım. nefrete bi adım. en yakınların dizlerinde uyumaya bi adım .arkadan vurulmaya bi adım ...
kaç ucu kaç yerden foseptik, nasıl kördüğüm olmuş, varın siz tamamlayın..
daha önce kelimelere hiç bu kadar uzak olmamıştım. bi adımdan baya bi fazla mesafe var şu sıralar onlarla aramda.. şu sanie sordum da bi bana, ulan kendine ne derecede yakınsın ki kelimelere hüküm giydirebilesin..
cevabımı veremedim..
sustum .. ki kendime yapacağım en son şeydir susmak..
bi bardak su , bi derin nefes , şarkının değişmesi..
ve işte zamanı yedim, sonsuzluğu içime hapsettim.
bu ben değiLim.. ben bu değilim... bu boşluktan korkuyorum . hissizliğimden üşüyorum.. bunu çaktırmamak için de aynaya her bakışımda bi çizik daha atıyorum gördüğüm ilk yansımaya.
biri daha gitti işte..
az kaldı hepsini yok etmem an meselesi..
bekle ve gör.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)