15 Ekim 2009 Perşembe

su samuru'm naber ??

çok uzun zamnadır elime almıyorum kağıt kalemi.. yazıcak şeylerim olmadığı gibi paylaşıcak hevesimde yok çnkü toz pembe gördüğüm rüyaları bazen ben kanattım bazen onlar.



kan kırmızısı yerine zamnla simsiyah bi lekeye bıraktı ardından da kendi kendini kazıdı sayfalarımdan. inanmak öte dursun, hayal etmeyi bile unutmuştum, bırakmıştıne yaparsan yam, terk etmiştim ben. her hayal kendisinden tonlarca ağır kırıklarlara gebeydi çnkü..

bir zamnlar herşeyim olanların zamn akıp geçtikçe sahip oldukları anlamlarıda yitirmeleri vede hiçbişeye dönüşmeleri ve bunun getirdiği sancılar dahada güçlü kılıyor beni.her yıkım yeni kaleler için bir sebep. daha sağlam kaleler bana gelen her hüsranın sonucu..surlarımın hepsini öylesine koruyorum ki.. koruduğumu sanıyorum mu demeliyim. her surumu, anahtarım olmasına rağmen bilerek ve isteyerek ben yıkıyorum.

varsayımlara verdiğim her değer, onlara kazandırdığım her kimlik kat kat acıyla döndü bana. dönüyor da hatta.. şimdi ise korkuyorum tutunmaya.yeni heyecanlara sığınmaya. kendim en büyük sebebim bu hususta. ikna edemiyorum knedimi. inandıramıyorum .

............DERKEN BEN..



olmadı işte.. ne kendimle çekişmelerime son verebildim nede içimdeki senin gün geçtikçe büyüyen tarafına. bende değişen bişey yokken sen böyle neye dönüştün?


açtım içimi utana sıkıla. sunmak üzereyim kalbimi. geçmişten kalan bütün o kırıklara rağmen nasılda tutkulu atıyordu ben gördüm. çok uzun zamna sonra ben işittim sesini.. ve daha fazla dayanamadım o sese kulak verdim.. akışına bırakırken kendimi, bakışına kapılmaktan korkmuyorum .


herkesi susturuyorum da bi kendi içimin sesini kısamıyorum hatta kısmıyorum. en kasıntı halinle karşımda durman, yada duramıyo olman gülümsetiyor beni. hoşgeldin diyorum yine gülümsüyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder